Yorucu bir savaşın ardından genç savaşçı, elinde tuttuğu asasına yaslanarak geride bıraktığı sekiz sopanın koruyucu çitinden etrafını izliyordu; bedeni yara bere içinde olsa da gözleri hâlâ cesur ve kararlıydı. Geçmiş mücadelelerin yorgunluğunu taşısa da pes etmek üzere değildi, çünkü her yara ona dayanıklılığını hatırlatıyordu. İç gücü ve kararlılığıyla, önündeki son sınavı aşmak için kendini hazırlıyor, içten içe sezgileri ona yakın olduğunu fısıldıyordu. Bu kart herkese, zor zamanlarda direnmenin ve dayanmanın önemini, gücümüzü koruyarak cesaretle ileriye bakmamız gerektiğini anlatır.
Uzun savaşlardan yorgun düşmüş bir savaşçı vardı; güçlü surlar örmüş, kendini korumak için tetikte bekliyordu ama yaraları ağır ve güveni tükenmişti. Bir gece, zihnindeki korkular onu teslim aldı ve kendi elleriyle inşa ettiği duvarlar, onu dış dünyadan koparan bir zindana dönüştü. Artık mücadele gücünü değil, sadece direncinin kırılmasını hissediyordu; geçmişin deneyimleri onu güçlendirmek yerine, korkularıyla yüzleşmekten kaçmaya itmişti. Oysa gerçek cesaret, zırhını çıkarmak ve kendini savunmasızlığa açmakta gizliydi.