Bulutların arasından aniden parlayan bir kılıç düştü gökten; berrak, keskin ve ışığa doğru yükselen bir taçla taçlanmıştı. Onu tutan el, hakikatin ve adaletin gücüydü, bu kılıç tüm sisleri dağıtıp zihnin karmaşasını ortadan kaldıracak kadar güçlüydü. "Artık net görüyorsun," diye fısıldadı gökyüzü, "kararlarını cesurca al, çünkü gerçek seninle." İçindeki sezgi ve mantık birleşerek, sana yeni bir başlangıcın kapısını açıyordu; şimdi önünde duran tek şey, cesaretle atacağın ilk adımdı.
Bir zamanlar gerçeği arayan genç bir savaşçı vardı ve ona gökyüzünden parlayan keskin bir kılıç hediye edildi; fakat savaşçı gururu ve aceleciliği yüzünden bu armağanı ters tutarak kendini yaraladı. Kılıcın üzerindeki taç, zihnin gücünü ve berraklığını temsil ederken, ters tutulduğunda sisli düşünceler ve yanlış anlaşılmalar getirdi. Kanatlar ve bulutlar, savaşçının hızla harekete geçme hevesini simgeliyordu; ancak ters konumda bu acelecilik, onu hedeflerinden uzaklaştıran kaosa dönüştü. Bu hikaye bize Ace of Swords ters geldiğinde, zihnimizin bulanık, kararlarımızın aceleci ve sözlerimizin sert olabileceğini hatırlatır. Kartın sezgisel mesajı açıktır: Gücünü ve zekânı kullanmadan önce dur, düşün ve gerçeğin berraklığını yeniden bul.