Bir zamanlar, kupasının içinden taşan berrak sularıyla herkese sevgi ve şifa sunan bir çeşme vardı; bu çeşmenin kaynağı gökyüzünden inen ruhani bir eldi. Çeşmenin etrafında açan nilüferler, kalplerin derinliklerinde yeşeren saf duyguları ve yeni başlangıçları simgeliyordu. Oraya gelip suyundan içenler, içlerinde bir uyanış yaşar, kalplerinde daha önce hiç tatmadıkları tarifsiz bir huzur ve mutluluk hissederdi. Ace of Cups, işte bu ilahi çeşme gibi, yaşamının bu döneminde seni saf sevgiye, sezgisel farkındalığa ve duygusal yenilenmeye çağırıyor—kalbini aç ve içindeki kaynağın bereketle taşmasına izin ver.
Genç bir kadın, kutsal bir çeşmeye yaklaşarak kadehini saf, berrak suyla doldurmak istedi; ancak çeşmenin suyu bulanık ve kuruyordu, sanki kaynağından kopmuş gibiydi. Kalbinde bastırdığı duyguları ve biriktirdiği hayal kırıklıkları, çeşmenin sembolü olan Kupa'nın ters dönmüş hali gibi ruhunu taşıran sevgiyi ve yaratıcılığı engelliyordu. Kadın, bu kuruyan çeşmenin kendi iç dünyasını yansıttığını fark ettiğinde, önce kendi kalbindeki duygusal tıkanıklığı çözmesi gerektiğini anladı. Aceleyle dışarıda aradığı sevgi ve mutluluğun önce kendi içinde, berrak ve akıcı olması gerektiğini fark ederek, iç dünyasına yöneldi ve kalbinin gerçek kaynağıyla yeniden bağ kurmaya başladı.